Kasten Yaralama Suçu (TCK m.86-87): Uygulamada Görülen Sorunlar ve Hukuki Değerlendirme
- avmuhammedaliyigit0
- 1 Tem
- 5 dakikada okunur
Gündelik yaşamda özellikle sözlü tartışmaların kısa sürede fiziksel şiddete dönüştüğü birçok olay, ceza hukukunun en temel suçlarından biri olan kasten yaralama kapsamında değerlendiriliyor. Kimi zaman bir omuz itişiyle başlayan gerginlik, bir yumrukla ya da sert bir cisimle yapılan darbe ile sona erebiliyor. Ancak unutulmamalıdır ki bu gibi fiiller, Türk Ceza Kanunu’nda açıkça suç olarak düzenlenmiştir ve ciddi sonuçlara yol açabilir.
Bu yazımızda kasten yaralama suçunu kanun maddeleri ışığında inceliyor, uygulamada sıkça karşılaşılan örneklerle birlikte değerlendiriyoruz.
1. Kasten Yaralamanın Tanımı ve Temel Unsurlar
TCK m.86/1’e göre kasten yaralama; bir kimsenin sağlığını veya algılama yeteneğini bozacak şekilde acı vermeyi ifade eder.
Burada dikkat edilmesi gereken üç temel unsur vardır:
Eylemin bilerek ve isteyerek (kastla) gerçekleştirilmesi,
Mağdurun vücut bütünlüğünün bozulması,
Bu bozmanın fiziksel veya ruhsal etkiler doğurması.
Her darbe kasten yaralama oluşturmaz; örneğin basit bir itme eylemi sonucunda herhangi bir zarar doğmazsa bu suç oluşmayabilir. Ancak mağdurun şikâyetiyle birlikte değerlendirilmesi gerekebilir.
Suçun Basit ve Nitelikli Halleri (TCK 86/2-3)
Basit hal (TCK 86/1):
Genellikle geçici, hafif düzeyde zarar içeren eylemlerdir.Örneğin: Bir tokat sonucu hafif kızarıklık oluşması.Ceza: 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası.
Nitelikli hal (TCK 86/3):
Bazı mağdurlara karşı veya belirli araçlarla işlenirse ceza ağırlaşır. Bunlar şunlardır:
Üstsoya, altsoya, eşe, kardeşe karşı,
Kamu görevlisine karşı görevi nedeniyle,
Silahla,
Canavarca hisle,
Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı,
Çocuğa veya hamile kadına karşı.
Bu durumda ceza yarı oranında artırılır. Örneğin basit yaralama 6 ay hapisle cezalandırılacakken, nitelikli hâlde ceza 9 ay olur.
3. Ağır Sonuçlar (TCK 87) – Vücut Bütünlüğüne Ciddi Müdahale
Eylemin yol açtığı sonuç ağırsa, örneğin:
Kırık oluşmuşsa (kemik kırığı, burun kemiği, kaburga vs.),
Duyu organlarından biri işlevini yitirmişse (görme, işitme kaybı),
Yüzde sabit iz kalmışsa,
Yaşam tehlikesi geçirmişse mağdur,
TCK 87/1 devreye girer ve ceza 1 ila 6 yıl arasında hapis olabilir.
Önemli Uygulama Notu:Yargıtay, “basit bir kırığın” dahi mağdurun yaşamını tehlikeye düşürdüğü olaylarda cezayı en üst sınırdan vermeyiuygun bulmuştur.
4. Mağdurun Şikâyeti ve Süresi
Basit kasten yaralama suçları şikâyete bağlıdır.
Mağdurun olaydan itibaren 6 ay içinde şikâyetçi olması gerekir.
Nitelikli hallerde ve ağır sonuçlarda ise şikâyet aranmaz, savcılık re’sen soruşturma başlatır.
5. Uyuşmazlıkların Uygulamadaki Gidişatı – Örnekler ve Görüşler
Örnek 1: Komşular arası kavga
A, apartman boşluğunda tartıştığı komşusu B’ye tokat atar. B'nin yüzünde 3 gün iş göremezlik raporuna konu olacak hafif morluk oluşur. Bu durumda:
Basit kasten yaralama suçu oluşur,
Şikâyet şartı aranır,
Uzlaştırmaya gönderilebilir.
Örnek 2: Bar çıkışı yumruklu saldırı
Fail C, mağdura birden fazla kez yumruk atarak onun çenesini kırar. Bu durumda:
Kemik kırığı oluştuğundan TCK 87 devreye girer,
Şikâyet aranmaz,
Uzlaşma hükümleri uygulanamaz,
Ceza 1 ila 6 yıl hapis olabilir.
1. Haksız Tahrik Altında Kasten Yaralama
Ceza hukukunda “haksız tahrik”, bireyin uğradığı haksız, tahrik edici bir eylem sonucunda ani bir öfke veya elem haliyle suç işlemesini ifade eder. Türk Ceza Kanunu’nun 29. maddesinde bu kavram açıkça düzenlenmiş olup failin cezasında belirli oranlarda indirim yapılmasına olanak tanınmaktadır.
TCK m.29 kapsamında yer alan hükme göre:
“Haksız bir fiilin sebep olduğu şiddetli öfke veya elemle suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 18-24 yıl, müebbet hapis cezası yerine 12-18 yıl hapis verilir. Diğer hallerde ise verilecek cezanın 1/4 ile 3/4’ü arasında indirim yapılabilir.”
Bu hüküm, özellikle kasten yaralama suçu bakımından önemlidir. Örneğin bir kişinin ağır şekilde hakarete uğraması sonucu ani bir tepkiyle saldırıda bulunması durumunda, mahkeme failin bu suçu haksız tahrik etkisiyle işlediğini kabul edebilir.
Değerlendirme Kriterleri:
Tahrikin ağırlığı,
Failin olay anındaki psikolojik durumu,
Fiil ile tahrik arasında zaman aralığı,
Suçun orantılılık derecesi.
Mahkemeler bu indirimi uygularken somut olayın tüm özelliklerini dikkate alır; bu nedenle her vaka kendi içinde değerlendirilir.
2. Kasten Yaralamada Meşru Savunma (Meşru Müdafaa)
Halk arasında “nefsi müdafaa” olarak bilinen ve TCK’nın 25. maddesinde yer alan meşru savunma, haksız bir saldırıya karşı anında ve orantılı bir tepkiyle kendini ya da başkasını koruma hakkıdır. Bu şartlar altında gerçekleştirilen fiiller hukuka uygun sayılır ve fail hakkında cezai sorumluluk doğmaz.
TCK m.25/1 hükmü:
“Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait bir hakkı korumak amacıyla gerçekleşmiş, gerçekleşmesi veya tekrar etmesi muhakkak olan haksız bir saldırıyı defetmek zorunluluğuyla yapılan fiillerden dolayı faile ceza verilmez.”
Geçerli Olabilmesi İçin:
Fiil, doğrudan ve haksız bir saldırıya karşı yapılmış olmalı,
Saldırı gerçekleşmiş ya da çok yakın bir tehdit halinde bulunmalı,
Müdafaa, saldırıyla orantılı olmalı,
Müdafaa zorunlu olmalı.
Örneğin aniden bıçakla üzerine gelen bir saldırgana karşı kişinin fiziki müdahalede bulunması durumunda bu fiil meşru müdafaa kapsamında değerlendirilir.
3. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Kasten yaralama suçlarında, yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.Görevli mahkeme ise yaralamanın ağırlığına bağlıdır:
Ölümle sonuçlanan neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama: Ağır Ceza Mahkemesi,
Diğer tüm yaralama türleri: Asliye Ceza Mahkemesi.
4. Kasten Yaralama ile Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçları Arasındaki Farklar
Kasten yaralama suçu ile kasten öldürmeye teşebbüs suçları sıklıkla karıştırılır. Her iki suç da mağdurun bedenine yönelik saldırı içerdiği için, aralarındaki ayrım failin niyetine ve fiilin sonuçlarına göre yapılır.
Değerlendirme Ölçütleri:
Failin öldürme kastı bulunup bulunmadığı,
Mağdurun bedeninde oluşan hasarın ciddiyeti,
Suçta kullanılan araç (örneğin silah, bıçak),
Saldırının yöneldiği vücut bölgesi (hayati organlar hedeflenmişse öldürme kastı kabul edilir),
Failin olay sonrasında sergilediği tutum (ambulans çağırması vs.),
Failin eylemi kendiliğinden mi durdurduğu yoksa dışsal bir müdahale sonucu mu durduğu.
Yargıtay İçtihatlarına Göre:Yargıtay, failin mağduru hedef alırken öldürme amacıyla hareket edip etmediğini somut olayın özelliklerine göre belirlemekte ve bu değerlendirme sonucunda suçun teşebbüs mü yoksa yaralama mı olduğuna karar vermektedir.
5. “Şüpheden Sanık Yararlanır” İlkesi
Ceza yargılamasında sanığın aleyhine kesin bir kanaat oluşmadan mahkûmiyet kararı verilemez. Kasten öldürmeye teşebbüs ile kasten yaralama suçu arasında bir belirsizlik varsa ve bu belirsizlik sanık lehine yorumlanabilecek nitelikteyse, bu durumda “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği failin daha hafif olan kasten yaralama suçundan sorumlu tutulması gerekir.
6. Uzlaşma, HAGB ve Cezanın Ertelenmesi
Uzlaşma:
Sadece basit kasten yaralama suçlarında mümkündür. Ağır netice doğuran olaylarda uygulanmaz.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB):
Sanığın daha önce kasıtlı suçtan ceza almamış olması ve mahkemenin olumlu kanaati bulunması şartıyla HAGB kararı verilebilir.
7. Manevi Tazminat Talepleri
Mağdur sadece ceza davası açmakla kalmayıp, aynı zamanda hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davasıda açabilir. Özellikle travmatik etkiler, iz kalması, estetik sorunlar ya da sosyal yaşamdan soyutlanma gibi hallerde bu talepler mahkemelerce ciddi şekilde değerlendirilir.
8. Yargıtay Kararlarıyla Kısa Notlar
3. Ceza Dairesi 2019/15531 E. , 2020/1023 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü:Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1)Sanığın cezasından haksız tahrik nedeniyle indirim yapılırken uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK nin 29. maddesi yerine 24. maddesi olarak gösterilmesi,
2)Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, mağdur hakkında düzenlenen adli raporda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK nın 3. maddesine göre orantılılık ilkesine ve CGK nın 05/02/2019 tarihli ve E.2017/3-308-K.2019/61 sayılı kararına aykırı olarak sanığın cezasında (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
3)Mağdurun sanığa hakaret etmesi nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indirimi uygulanırken, daha makul ve hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken (1/2) oranında indirim yapılması suretiyle eksik cezaya hükmolunması,
4)Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve E.2014/140-K.2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesigereğince sanığın ceza miktarı açısından kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 16/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sonuç ve Tavsiyemiz
Kasten yaralama suçları çoğu zaman "küçük mesele" gibi görülse de, olayın boyutuna göre failin uzun yıllar hapis cezası ile karşılaşabileceği durumlar doğabilir. Aynı şekilde, mağdurlar da haklarını zamanında ve doğru şekilde aramadıkları takdirde telafisi güç sonuçlarla karşılaşabilirler.
Eğer siz de benzer bir durumla karşı karşıyaysanız, vakit kaybetmeden bir ceza avukatına danışmanız en doğru yol olacaktır.
Comments