top of page

FSEK m.71 ve m.72 Kapsamında Telif Hakkı İhlalleri, Ceza Hukuku Sorumluluğu

1. Giriş

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”), Türkiye’de fikri mülkiyet korumasının temel çerçevesini belirleyen kanundur. Kanun, eser sahibinin hem manevi hem mali haklarını güvence altına alırken, bu haklara yönelik ihlallerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarıyla değil, aynı zamanda cezai yaptırımlarla da korunması gerektiğini kabul eder. FSEK m.71 ve m.72 bu sistemin omurgasını oluşturur. Her iki madde birlikte değerlendirildiğinde, klasik telif hukuku çerçevesinde eser sahibine geniş, sistematik ve çok yönlü bir koruma sağlandığı görülür.

Bu makalede FSEK m.71 ve 72’nin kapsamı, cezalandırılan fiiller, koruma mekanizmaları ve uygulamada ortaya çıkan hukuki sonuçlar ayrıntılı biçimde incelenmektedir.

2. FSEK m.71: Manevi, Mali ve Bağlantılı Haklara Tecavüz Suçu

FSEK m.71, eser sahibinin kanunda düzenlenen mali, manevi ve bağlantılı haklarına yönelik müdahaleleri ceza hukuku yaptırımı altına alır. Kanun koyucu, fikir ürünlerini korumanın yalnızca özel hukuk alanında değil, kamu düzeni bakımından da önem arz ettiğini kabul etmiştir. Bu nedenle m.71, telif hakkı ihlallerini bir “zarar suçu” değil, bir “tehlike suçu” olarak düzenler. Başka bir ifadeyle, hak sahibinin zarara uğraması gerekmez; ihlalin gerçekleşmesi cezalandırma için yeterlidir.

Manevi hakların ihlali, eserin sahibi ile eser arasındaki kişisel bağa yönelen saldırılar niteliğindedir. Kanun, manevi hakların korunmasını şu eylemler bakımından özellikle vurgular:

  • Eser sahibinin adının eserle birlikte anılmaması,

  • Eserin izinsiz değiştirilmesi ve bütünlüğünün bozulması,

  • Eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyici kullanımlar,

  • Eserin sahibinin izni olmaksızın kamuya sunulması.

Mali haklar, eser sahibine eserden ekonomik olarak yararlanma yetkisini veren haklardır. FSEK m.71, mali hakların ihlalini geniş bir çerçevede suç olarak düzenler. Kanun kapsamına giren eylemler arasında:

  • Eseri izinsiz çoğaltmak,

  • Çoğaltılmış nüshayı dağıtmak,

  • Eseri temsil etmek,

  • İşleme eser oluşturmak,

  • Eseri yayımlamak,

  • Eseri ticari amaçla elinde bulundurmak veya satışa arz etmek

gibi fiiller bulunmaktadır.

Maddenin bu şekilde geniş düzenlenmiş olması, eser sahibinin ekonomik çıkarlarının korunmasına yönelik güçlü bir ceza politikası izlenmesinden kaynaklanır.

FSEK m.71 kapsamındaki suçlar yalnızca doğrudan fiili işleyen kişi tarafından işlenebilir değildir. İşletme sahipleri, tüzel kişiler ve eserin yayımına aracılık eden kimseler de belirli koşullar altında sorumlu tutulabilir. Özellikle matbaa işletmeleri, yayınevleri, sahneleme organizasyonları veya yapımcı kuruluşlar, çalışanlarının fiillerinden de sorumlu olabilir.

Madde kapsamında öngörülen yaptırımlar, bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Ayrıca suça konu materyaller hakkında müsadere kararı verilmesi de mümkündür.

FSEK m.71 ve m.72 telif hakkı korumasını simgeleyen açık hukuk kitabı, telif (©) işareti, hâkim tokmağı ve adalet terazisi içeren lacivert-beyaz temalı hukuk görseli

FSEK m.72: Suçun İşlenmesinde Kullanılan Araçlar ve Eser Nüshalarının Akıbeti

FSEK m.72, Kanun’un 71. maddesinde suç olarak tanımlanan fiillerin yalnızca cezalandırılmasını değil, bu fiillerin sonuçlarının tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayan tamamlayıcı bir mekanizma niteliğindedir. Bu nedenle m.72, hem suçun işlenmesine aracılık eden araçların hem de suç sonucunda elde edilen çoğaltılmış eser nüshalarının hukuki durumunu belirler.

Maddenin temel işlevi, yalnızca failin cezalandırılmasıyla yetinmeyip, suçun icrasını mümkün kılan fiziksel alt yapıyı ve ortaya çıkan haksız ürünleri ortadan kaldırmaktır. Böylece telif hakkı ihlallerinin tekrarının önüne geçilmesi, korsan üretim ve dağıtımın maddi temellerinin ortadan kaldırılması ve eser sahibinin haklarının güvenceye alınması hedeflenir. İhlalin maddi dayanaklarının piyasadan kaldırılması, suçun önlenmesinde caydırıcı bir araç olarak görülür. 

FSEK m.72 kapsamında müsadereye tabi araçların kapsamı oldukça geniştir. Kanunda tek tek sayılmamış olmakla birlikte, doktrin ve Yargıtay uygulamaları, eser nüshasının çoğaltılmasını, yayılmasını veya satışa hazırlanmasını mümkün kılan tüm araçların bu kapsamda değerlendirilebileceğini kabul eder.

Bu araçlara örnek olarak:

  • Baskı makineleri: Korsan kitap veya dergi üretiminde doğrudan kullanılan makineler.

  • Baskı kalıpları ve klişeler: Eserin çoğaltılmasını sağlayan teknik materyaller.

  • Negatifler: Eski basım tekniklerinde çoğaltmaya imkân veren araçlar.

  • Çoğaltma sırasında kullanılan yardımcı ekipmanlar: Kesme makineleri, cilt makineleri, paketleme cihazları gibi üretimi tamamlayıcı nitelikte tüm unsurlar.

  • Depolama araçları: Korsan ürünlerin saklandığı sandık, depo bölmesi, raf sistemi ve diğer yardımcı yapılar.

Yargıtay uygulamasında, suçun işlenmesine “dolaylı” biçimde katkı sağlayan araçların bile müsadereye konu olabileceği kabul edilmektedir. Örneğin, korsan nüshaların taşınmasında kullanılan taşıma kolileri, sevkiyatta kullanılan araç içi düzenekler veya baskı kalıbı niteliğindeki yardımcı parçalar da müsadereye tabi olabilir. Bu geniş yorumun arkasındaki gerekçe açıktır, fikri hakka yönelen ihlaller çoğu zaman zincirleme bir üretim faaliyeti sonucunda ortaya çıkar. Zincirin tek bir halkasını bırakmak, ihlalin yeniden ortaya çıkmasına imkân tanır. Bu nedenle m.72, eser sahteciliğini sistematik olarak engellemeyi hedefleyen önleyici bir güvenlik mekanizmasıdır.

Soruşturma ve Kovuşturma: Şikâyet Şartı

FSEK m.71 ve 72 kapsamında düzenlenen suçların ceza soruşturmasına konu olabilmesi için, ilgili fiilden zarar gören hak sahibinin veya yetkili meslek birliğinin şikâyette bulunması zorunludur. Şikâyet süresi, failin ve fiilin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu süre geçtikten sonra yapılan başvurular hukuken sonuç doğurmaz; savcılık soruşturma başlatamaz ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Bu nedenle eser sahibinin, ihlali fark ettiği anda gecikmeksizin başvuruda bulunması önemlidir. Uygulamada özellikle fiziksel çoğaltma, izinsiz basım veya bandrol ihlallerinde ihlal fiilinin fark edilmesi gecikebildiğinden, eser sahibinin düzenli kontrol mekanizmaları oluşturması gereklidir. Şikâyetin yalnızca ceza yargılaması açısından sonuç doğurduğu, özel hukuk anlamında tazminat, durdurma veya önleme davalarının ise şikâyete bağlı olmadığı da doktrinde özellikle vurgulanmaktadır. Bu yönüyle şikâyet şartı, yalnızca ceza süreci bakımından bir filtre işlevi görür.

Hak sahibinin şikâyet hakkını kullanması tek başına yeterli değildir. FSEK m.75, şikâyetin geçerli sayılabilmesi için hak sahibinin, sahip olduğu hakkı gösteren belgeleri ve ihlale ilişkin delilleri Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunması gerektiğini düzenlemiştir. Bu yükümlülük, FSEK kapsamındaki suçların teknik özelliklerinden kaynaklanır. Zira bir fiilin “telif hakkı ihlali” oluşturup oluşturmadığının tespiti, eser üzerindeki hak sahipliğinin açıkça ortaya konulmasını gerektirir.

Hak sahibi veya üyesi olduğu meslek birliği, şikâyetle birlikte aşağıdaki bilgi ve belgeleri sunmalıdır:

  • Eser üzerindeki hak sahipliğini gösteren sözleşme, kayıt veya tespit belgeleri,

  • Eserin niteliğini ortaya koyan bilgiler,

  • İhlal fiilinin nasıl gerçekleştiğine ilişkin somut açıklamalar,

  • Mevcut ise çoğaltılmış nüshalar, basılı materyaller veya fiziksel kanıtlar,

  • Tanık beyanı, satın alma kayıtları veya inceleme tutanakları gibi yardımcı deliller.

Bu belgelerin şikâyet süresi içinde ibraz edilmemesi hâlinde savcılık soruşturmayı sürdüremez. Bu durum, FSEK suçlarının genel ceza usulünden ayrıldığı noktalardan biridir. Kanun koyucu, hak sahipliğinin ispat edilmemesi hâlinde ceza mahkemesinin telif hakkı tartışması yürütmesini, ceza yargılamasının amacıyla bağdaşmaz bulmuştur.

Delil sunma yükümlülüğü yalnızca hak sahipliğinin ispatına yönelik değildir; ihlalin kapsamını belirleme bakımından da önemlidir. Savcılık ve bilirkişiler, sunulan kanıtlar doğrultusunda ihlalin niteliğini, yaygınlığını ve devam edip etmediğini değerlendirir. Bu nedenle delillerin eksiksiz şekilde toplanması, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için belirleyici bir unsurdur.

Sonuç

FSEK m.71 ve m.72, Türkiye’de klasik telif hakkı korumasının en önemli iki maddesidir. m.71, eser sahibinin manevi ve mali haklarının ihlaline karşı cezai yaptırım öngörürken; m.72, ihlalin etkilerini ortadan kaldıran tamamlayıcı bir koruma sağlar. Her iki madde birlikte değerlendirildiğinde, eser sahibinin haklarının hem ekonomik hem kişisel boyutuyla güçlü bir çerçeve içinde korunduğu görülür.

Yiğit Legal © 2025 Tüm hakları saklıdır.

bottom of page