top of page

İnternetten İçerik Kaldırma ve Erişim Engelleme

1. Giriş

Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, internet üzerinden yayımlanan içeriklerin kontrolü giderek daha fazla önem kazanmıştır. Bilgiye erişim özgürlüğü elbette temel bir haktır; ancak bu özgürlüğün, kişilik haklarını, özel hayatın gizliliğini ve toplumsal düzeni zedelemeden kullanılması esastır. İnternette yer alan bazı içerikler, bireylerin onurunu, kurumların itibarını ve kamu güvenliğini ciddi biçimde tehdit edebilecek nitelikte olabilmektedir. İşte bu noktada Türk hukuku, “içerik kaldırma” ve “erişim engelleme” mekanizmalarıyla etkili bir hukuki koruma sunmaktadır.

Bu rehberde; içerik kaldırma ve erişim engelleme süreçlerinin yasal temelleri, başvuru usulleri, teknik yönleri ve ilgili yargı kararları hakkında pratik bilgiler bulabilirsiniz.

2. Erişim Engelleme Nedir?

Erişim engelleme; belirli bir internet içeriğinin Türkiye sınırları içerisinden görüntülenmesini teknik yollarla imkânsız hale getirme işlemidir. Genellikle mahkeme kararına dayanarak uygulanır; ancak bazı özel durumlarda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gibi idari merciler de doğrudan erişim engeli kararı verebilir.

Erişim engelleme, teknik olarak üç yöntemle gerçekleştirilebilir:

 

  • URL bazlı engelleme

  • IP adresi üzerinden engelleme

  • Alan adı (domain) bazlı engelleme

2. İçerik Kaldırma Nedir?

İçerik kaldırma, hukuka aykırı bir yayının doğrudan yayınlandığı kaynaktan silinmesidir. Erişim engellemeden farklı olarak, içerik yalnızca görünmez hale getirilmekle kalmaz; internetteki varlığı da ortadan kalkar. Bir internet içeriğine erişimin engellenmesi için, teknik işlemlere geçmeden önce, ortada gerçekten hukuka aykırı bir durumun bulunması gerekir. Bu hukuka aykırılık iddiası, genellikle Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılacak başvuruyla değerlendirilir. Eğer içerik bir ceza soruşturmasına konuysa, süreç doğrudan savcılık veya ilgili mahkeme tarafından yürütülebilir. Ancak bu aşamaların hızlı ilerlemesi, hak ihlalinin devam etmemesi açısından son derece önemlidir. Erişim engeli talebinin kabul edilmesi için, içerikte yer alan yayınların Türk Ceza Kanunu'na göre bir suçu oluşturduğuna dair yeterli şüphe bulunmalıdır. Özellikle aşağıda sıralanan suçlar, bu başvuruların en yaygın dayanaklarını oluşturur:

  • İntihara yönlendirme (TCK m.84)

  • Çocukların cinsel istismarı (TCK m.103)

  • Uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma (TCK m.190)

  • Sağlık için tehlikeli madde temini (TCK m.194)

  • Müstehcenlik (TCK m.226)

  • Fuhuş (TCK m.227)

  • Kumar oynanmasına olanak sağlama (TCK m.228)

Bunun dışında, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ifşası, özel hayatın gizliliğinin ihlali ve kişisel konuşmaların izinsiz paylaşılması da erişim engelleme taleplerinde sık karşılaşılan gerekçelerdendir. Kişisel verilerin yayılmasıyla ilgili başvurularda, içerikte adı geçen kişi ile yayını yapan kişi arasında daha önce bir onay (açık rıza) olup olmadığı da önemlidir. Eğer bu tür bir rıza varsa, yani kişi kendi isteğiyle paylaşılmasına izin verdiyse, durumun hukuka aykırı olup olmadığı ayrıca değerlendirilir. Kısacası, internet ortamındaki bir içeriğin kaldırılması ya da engellenmesi için, hem somut gerekçelerin hem de doğru hukuki adımların zamanında ortaya konması gerekir. Bu nedenle, sürecin bir avukat eşliğinde yürütülmesi çoğu zaman süreci hızlandırmakta ve başarı oranını artırmaktadır.

3. Erişimin Engellenmesi Kararına İtiraz

5651 sayılı Kanun, mahkemeler tarafından verilen erişim engelleme kararlarına karşı “itiraz” yolunun açık olduğunu açıkça belirtmektedir. Ancak, idari makamlar (örneğin BTK) tarafından verilen erişim engeli kararlarında hangi denetim yollarının işletileceğine dair doğrudan bir düzenleme getirilmemiştir. Bu tür kararlar, nitelikleri gereği birer idari işlem sayıldığından, genel idare hukuku kuralları çerçevesinde denetlenebilir. Bu bağlamda, idari erişim engelleme kararlarına karşı idare mahkemelerinde iptal davası açılması mümkündür.

3.1Kimler İtiraz Edebilir?

5651 sayılı Kanun, itiraz hakkı konusunda tam düzenleme getirmemiş, bu konuda büyük ölçüde Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) atıfta bulunmuştur. Ancak CMK’da yer almayan bazı kişilere de 5651 sayılı Kanun çerçevesinde itiraz hakkı tanındığı görülmektedir.

CMK’nın 267. maddesine göre, hâkim kararlarına ve kanunun öngördüğü hallerde mahkeme kararlarına karşı itiraz mümkündür. Aynı Kanun’un 260. maddesi ise, itiraz hakkının; Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık, katılan ya da suçtan zarar gören ve katılma talebi reddedilen kişilere açık olduğunu belirtir.

Bu kapsamda erişim engelleme kararına itiraz edebilecek kişiler şunlardır:

  • Karara neden olan içeriğin sahibi veya yayımcısı,

  • Cumhuriyet savcısı,

  • Kamu davasına katılma hakkı bulunan mağdur ve zarar gören kişiler,

  • Katılma talebi reddedilen veya suçtan zarar görme ihtimali bulunan gerçek ya da tüzel kişiler.

CMK’nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan etkilenen mağdurlar ile gerçek ve tüzel kişiler, kamu davasına katılma ve dolayısıyla da erişim engelleme kararına karşı itiraz hakkına sahiptir.

 

3.2.tiraz Süresi ve Usulü

Erişim engelleme kararına karşı itiraz süresi, CMK’nın 268. maddesi uyarınca yedi gündür. Bu süre, ilgilinin kararı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Kararın yüzüne karşı verilmesi durumunda öğrenme anı açık olurken, ilgilinin karar esnasında hazır bulunmaması halinde kararın kendisine tebliğ edilmesi gerekir. Ancak, CMK’nın 35. maddesine göre, koruma tedbiri niteliğindeki kararlarda, hazır bulunmayan kişilere tebligat yapılması zorunlu değildir.Bu nedenle, kişi kararı başka bir yolla öğrendiğinde (örneğin internet servis sağlayıcısı aracılığıyla), öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz hakkını kullanabilir. İtiraz; kararı veren hâkimliğe yazılı dilekçe ile ya da zabıt katibine yapılacak sözlü beyanın tutanağa geçirilmesiyle gerçekleştirilir.

 

3.3İtirazın Değerlendirilmesi ve Sonuçları

İtiraz üzerine kararı veren hâkimlik, başvuruyu yerinde görürse kararı düzeltebilir. Aksi takdirde, en geç üç gün içinde dosyayı incelemeye yetkili bir üst mercie gönderir. Bu tür itirazlar genellikle duruşma yapılmadan karara bağlanır. Yetkili merci, itirazı kabul ederse doğrudan esas hakkında yeni bir karar verebilir. Verilen kararlar kural olarak kesindir, ancak istisnaen bazı durumlarda ikinci kez itiraz yoluna gidilebilir (örneğin tutuklama kararları gibi). İtiraz başvurusu yapılmış olması, erişim engelleme kararının uygulanmasını otomatik olarak durdurmaz. Ancak kararı veren makam veya itirazı inceleyecek üst merci, gerekli görürse kararın uygulanmasını geçici olarak durdurabilir.

Erişim Engelleme ve İçerik Kaldırma Kararlarının Uygulanması

Erişim engelleme ve içerik kaldırma kararlarının uygulanması, ihlalin niteliğine göre farklı merciler tarafından yerine getirilir. Bu kararlar; erişim sağlayıcılar, içerik sağlayıcılar ve BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu)tarafından infaz edilir. Hangi merciin sorumlu olacağı ise, yapılan ihlalin türüne ve kararın içeriğine bağlıdır.

BTK tarafından verilen erişim engelleme kararları iki şekilde ortaya çıkabilir:

  1. Doğrudan BTK kararıyla: Özellikle 5651 sayılı Kanun’un 8. ve 8/A maddelerinde yer alan katalog suçlar söz konusuysa, BTK re’sen erişim engelleme kararı alabilir.

  2. Adli makamların kararı üzerine: Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişim engelleme kararları BTK’ya gönderilir ve bu karar BTK tarafından uygulanır.

Bu sistemde dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, hangi kararın hangi kurum tarafından yerine getirileceğidir. Şöyle ki:

  • Erişimin engellenmesine ilişkin bir karar verildiyse, bu karar erişim sağlayıcılar tarafından uygulanır. Yani internet servis sağlayıcıları, ilgili bağlantıya erişimi engellemekle yükümlüdür.

  • İçeriğin yayından çıkarılması kararı verilmişse, bu durumda sorumluluk içerik sağlayıcıya ya da yer sağlayıcıya aittir. Bu kişi ya da kurumlar, içeriği doğrudan yayından kaldırmakla yükümlüdür.

Kısaca özetlemek gerekirse; hangi kurumun kararı yerine getireceği, kararın niteliğine ve ihlalin hangi çerçevede gerçekleştiğine göre değişkenlik gösterir. Bu da hem teknik hem de hukuki süreçlerin sağlıklı işletilmesi açısından büyük önem taşır.

 

4. Sonuç

İçerik kaldırma ve erişim engelleme kararlarının alınması, bu kararlara itiraz edilmesi ve ardından uygulanması süreci; özellikle bilişim ve internet ortamında yürütüldüğü için teknik ve hukuki açıdan oldukça karmaşıktır. Sürece hem adli hem de idari makamların dahil olması, uygulanacak yöntemlerin çeşitlenmesine neden olurken, her adımda dikkatli bir hukuki değerlendirme yapılmasını gerektirir. Bu nedenle, söz konusu hak ihlallerine karşı etkin ve doğru bir yol izleyebilmek adına bir bilişim hukuku alanında uzman avukatla çalışmak büyük önem taşır.

Yiğit Legal © 2020 All rights reserved.
bottom of page